sevgili gitti. ne zaman geleceğini kendi de bilmiyor. şimdi buraya yazınca bana da enteresan geldi bak. insan döneceği zamanı nasıl bilmez ya?.. hadi adam beni kekliyor, ben nasıl yedim bu numarayı? bak aklıma takıldı şimdi. arayıp fırça atasım var. otobüsle gidiyor, millet uyuyor diye cevap da veremez şimdi bana, istediğim kadar bağırıp çağırıp rahatlayabilirim. araya birkaç da eski mevzu katarsam en az yarım saat eziyet edebilirim.
pazartesi günü de istanbul'da olması gerekiyormuş. bugün gittiği şehirde işi uzarsa direkt istanbul'a geçermiş ama kalmazmış, o gün dönmesi gerekirmiş, çünkü pazartesi söyleşisinde burada olması gerekiyormuş. bak bak, söyleşiyi kaçırmaması lazımmış... beni özleyeceği için acele etmiyor yani. istanbul'dan dönüş biletini alır mıymışım internetten... pazartesi kesin döneceğim mesajı veriyor ki carlamayayım... ben o uçakta bomba var diye ortalığı ayağa kaldırıp, seni söyleşiden mahrum etmez miyim şimdi?
bir de utanmadan bir önceki yazıma yorum yapmış maço erkek ayaklarıyla. ben de "ihi ihi" diye gülüp, "aman da sevgilim beni kıskanırmış" havalarına gireceğim. hala öğrenemedi şakası bile uyuz eder böyle şeylerin. dediklerini yapmayacaksam da yapasım gelir. ulan ben şimdi her gece ayrı program yapıp o bar senin, bu bar benim gezmez miyim? arızaya bağladım iyice. yarın kızları arayayım da, bios'a falan gidelim. sabaha kadar coşalım, dans edelim, boğa gibi içelim. boğalar içer mi bilmiyorum. ben hiç gerçek boğa görmedim bile. ama benim arkadaşlarım nasıl içer sevgili gayet iyi biliyor. boğa gibi mi, ne gibiyse işte... insan gibi olmadığı kesin. o kadar içmeye kimsenin yürüyüşünde, konuşmasında bir bozukluk göremezsin ha... sarhoş olmazlar. en fazla sahneye fırlayıp solistin önünde seksi danslar edip, çocuğu şok ederler. onun için de alkol almalarına gerek yok, doğuştan böyleler.
şimdi... ne zaman geleceği sorusunun yanıtını almadan rahat eder miyim ben? hayır, gitsin -iş için olmasına da gerek yok- gitsin gezsin, istediği kadar kalsın hatta dünya turu yapsın ama ne zaman döneceğini bileyim. yuh, o kadar da değil. abarttım. nereye dünya turuna çıkıyormuş bensiz. o dünyayı başına yıkarım onun. huh... rahatladım.
aman... gitti ya, ilk kez bu kadar ayrı kalacağız diye kapris yapayım biraz dedim. ama en çok da bir önceki yazıma yaptığı yorum yüzünden... inadına işte. yazdım ya oh olsun. sussam olmaz. bünyede durmaz.
güle güle gitsin gelsin, gezsin tozsun, yesin içsin, eğlensin, keyfine baksın. sıkı salladım, o kadar da eğlenmesin bensiz.
karikatür sanırım ramize erer'e ait. aldığım sitede kaynak belirtmemiş ama ben onun çizgilerine benzettim.