12 Mayıs 2013 Pazar

PENCEREDEN ATLAMA HAYALİ

-hocam dün sümerbank'tan şunu aldım (poşetini açıp aceleyle siyah bir manto çıkarıyor.)
-çok güzel, güle güle kullan.
-sağ olun. ama küçük geldi sanki...
-hmm...
-gidip değiştirsem mi diyorum ama bu en büyük bedendi.
-hmmm
-acaba değiştirip yerine şey mi alsam... kahverengi bir mont vardı böyle, kumaşı da değişik bir şeydi. nasıl bir kahve desem, (etrafa bakınıyor) ay şunun gibi. yok yok tam öyle de değil, bunun biraz açığı gibi...
-hıı beğendiysen değiştir.
-çok beğenmedim!
-eh değiştirme o zaman.
-ama bu küçük sanki.
-...
-bir giysem de baksanız siz (cevap beklemeden aceleyle giyinir). nasıl?
-güzel
-küçük gibi sanki hı? değil mi?
-sen bilirsin, içinde rahat değilsen, kasıyorsa değiştir.
-hı... değiştireyim di mi... ama güzel değil mi modeli?
-güzel
-değiştirmesem mi?
-sen bilirsin.
-o mont yakışır mı bana sizce?
-sabrımı sınıyorsun.
-efendim?
-görmediğim şeyin yakışıp yakışmayacağını ne bileyim diyorum!
-gözünüzde canlandırsanız?
-gözümde çok şey canlanıyor şimdi. kendimi şu pencereden attığımı falan görüyorum. ayrıca gözüm dönmek üzere! 
(karşılıklı anlamsız bakışmalar...)
-hııı... oturayım ben o zaman hocam.
-allah aşkına otur!