6 Ağustos 2013 Salı

SUSUZ YAZ

uzun zaman geçti buraya gelmeyeli. twitter'dan takip ettim her şeyi, facebookta yazdım, çizdim, çemkirdim... bloga yazmak hiç içimden gelmedi. şu "gezi olayları" diyorum, şu gündem... sanırım beni biraz daha sinirli yaptı, başkalarının aksine...

ağustos gelmiş hala denize girememiş bir izmirli olarak, ne kötü bir yaz geçirdiğimi söylemeye gerek var mı? susuz yaz...

yarın tatil başlıyor. defne serra sürekli telefonda "hala ne zaman geleceksin?" diye soruyor. anlatacak bol macera yaşadı. önce iki arı soktu, sonra denizdeki bir şey (bir balık olduğunu söylemiş doktor) yüzünden iki iğne yemek zorunda kaldı, hemen arkasından iki arı daha soktu çocuğu. senelerce "r" diyemeyip arılara "ayı" dersen olacağı buydu. arıların intikamı feci oldu. 

defne soruyor;
"hala ne zaman geleceksin?"
"yarın."
"erken gel, tamam mı? arrrıları döv."

artık "r"ler yıllarca söylenememiş olmanın acısıyla iyice bastırılıyor. rus aksanıyla konuşan bir yeğenim var.

"annem benimle okey oynamıyor."
"babaannene söyledin mi? o oynasın."
"söylemedim, o bir şey yapıyor."
"ne yapıyor?"
"şeyleri kırıyor sonra içini şey yapıyor, sonra kırıp üstüne serpiyor."
"hi... tatlı mı yapıyor yoksa?"
"hayır."
"bayram tatlısı yapmadı mı, git bir mutfağı kolaçan et bakiim çaktırmadan."
"yapmadı. ama kek yapacakmış belki."

zavallı defne serra ile herkes kafa buluyor. beş yaşında olmak çok zor!