26 Temmuz 2012 Perşembe

İLİŞKİLER VE DENGE

her şey gibi ilişkilerin de bir dengesi olduğuna inanırım. bazen "bu adamla bu kadın nasıl anlaşıyor yeaaa" desem de, biraz uğraşırsam aralarında kurdukları dengeyi fark ederim. adam kadının söylediği her şeyi dinliyor ama 'sadece' dinliyordur mesela. aradaki mantık bağını kurmayı bırakmıştır. kurulacak bir mantık dizgesi yoktur zaten, külliyen saçmadır anlattıkları kadının. adam dinler, üzerine gram beyin hücresi eskitmez. hatta gelip olayı size anlatır aynen: "ya işte ayşe'nin de canı çok sıkkın. patron akşamları iki saat geç çıkartıyor artık. ayşe normalde 7'de evde oluyordu ama şimdi 6'da ancak geliyor. çok yoruluyor." patron iki saat geç çıkarıyorsa, ayşe nasıl üç saat erken geliyor diye soramazsın. sorarsan dengeyi bozarsın arkadaş, sormayacaksın. "he" deyip geçeceksin. en belirgin örneklerden biri de şudur: "ay... ama beni seviooo... seven erkek kıskanır. akşam ağzıma mıçtı o eteği giydim diye ama sor bir neden diye? (sakın sormayın) başıma kötü bir şey gelecek diye korkuyor. beni gözünden bile sakınıyor." maaşallah gözündeki morluk da ondan mı? elinden de sakınsa keşke.

özellikle uzun süreli ilişkilerde bunu daha net gözlemlersiniz. bazen size bu tamamen dengesizlik gibi görünse de, ilişkinin  sırrı orada gizlidir. fantastik metinler gibi düşünün. gerçek hayatla kıyaslayıp "amaan ne saçmalıyor bu yahu; keçi ayaklı adamlar, uçan ejderhalar mı olurmuş" demeyiz. kurgunun kendi içindeki mantığına, tutarlılığına göre değerlendiririz inandırıcılığını. ilişkiler de böyle işte. fantastik birer kurgu hepsi. dış dünyayla  örtüştürmeye çalıştığınız an elinizde patlar. patlamış bir ilişki kimsenin işine gelmez. patlayınca içindeki her şey dört bir yana dağılır. dengeledikleri o "saçmalıklar silsilesi" yayılıverir orta yere. ondan sonra aylarca dinle: "ay zaten bu adam bana şunu demişti de ben şüphelenmemiştim, ay bi gün de şöyle yapmıştı zaten, ay ben ne körmüşüm, bunun ayı olduğunu nasıl anlamamışım..." bla bla... eziyeti asıl çeken arkadaş çevresidir hep. o nedenle dengeler ile oynamayınız, fazla kurcalayıp ayarları bozmayınız! 

ha bir de uyandıran siz olursanız kabak başınıza patlar. günah keçisi olur, kadının ya da adamın cehenneminde yanarsınız. fitil fitil getirirler burnunuzdan. hatta üç güne barışır, beraberce sizi suçlarlar: "ayyy ben biliyordum zaten kıskanıyo o bizi aşkıaam... hep aramızı bozmaya çalışıyooo..." sefil karı! pardon bir an kaptırdım kendimi filme(!)


şşt... sakın uyandırmayın!

9 yorum:

  1. bak bu sıcaklar benim dengemi bozdu haberin olsun. Dengesizim. Yani bana güvenip de yayılma...

    YanıtlaSil
  2. :) o fantastik kurguları izlemekten yoruldum senelerdir, asla ayarlarla oynamamam gerektiğini geç anladım, tencere kapak olayına çok inanıyorum artık, herkesi kendi saadetinde bırakmak gerek:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. suvebeyazcım, dışarıdan bakıldığında ne kadar dengesiz görünüyorlar değil mi? halbuki o dengesizlikte bile bir denge var :P

      Sil
  3. hiç bir zaman ikili ilişkilere karışmam ama güzel bir dinleyici ve dinleticiyimdir..Bol bol kocaları çekiştiririz..Zor işler bunlar.Umarım doğru insanı seçme konusunda çocuklarımız ve bundan sonraki nesil şanslı olur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. karışmamakta fayda var evet. herkes dilediğini yaşasın :)

      Sil
  4. ilişki ve denge mi?
    hiç ikisini bir arada görmedim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hahahah kendilerince bir dengeleri var, biz dengesiz olduğunu düşünsek de... :))

      Sil