22 Kasım 2011 Salı

MİMLENDİM

avram, "rüzgar seni mimlemiş" dediğinde ilk tepkim "hı?" oldu. bir kahkaha duydum sonra, "blogda rüzgar var ya, seni mimlemiş"

hayır, mimlenmeye alışkın insanım da rüzgar neyimi gördü ki? lisede, üniversitede falan hocalar tarafından mimlenmişliğim vardır. blogda kendi halimde takılıyorum. ciddi iki satır etmişliğim bile yok. sırf kendimi eğlendirmek için buraya gelmişken niye mimlendim onu anlamadım ben. gülüyor kahkahalarla avram, cahilim ya blog konusunda, mavra yapacak malzeme çıktı adama. 

anlattı sonunda meseleyi. mimin konusu, şarkılar ve hikayeleri. tamam dedim, madem adet böyle, davete icabet etmemek olmaz. haydi sallayalım kalemleri, müziğin ritmine kaptıralım kendimiziiiiiiiiiiiiiii

ilk şarkımız, lionel richie'den hello. hikayesine gelirsek; lisedeyken dershanedeki yakışıklı matematik öğretmenime aşıktım. o sıralar tam da, bu şarkının klibini izleyince beynimde bir şimşek çaktı. aha dedim, adamın dikkatini çekmek için yöntem buldum. hemen bizim kızlar çetesine durumu aktardım. bir tanesi (muhtemelen en akıllımız ama en sıkıcımız) beni caydırmaya çalıştıysa da, diğer delilerin de gazıyla iki gün sonra dershaneye babannemin bastonuyla gittim. koridorda bastonu sağa sola savurup milletin şaşkın bakışları arasında kör gibi yürürken tam, benim hoca göründü. bu arada iki günde nasıl kör olduğumun hikayesini bile hazırlamışım, her şey ezberimde yani adama aynen oynayacağım yazdığım metni. neyse konuyu dağıtmayalım, benimki koridorda göründü, bir başka öğrenciyle konuşuyor. ben heyecanla tam gaz adamın üzerine giderken aklıma geldi bastonu sallamadığım. yanındayım artık, kör olmadığım ortaya çıkacak eyvah paniğiyle sen bastonu bi sallarsın, çotank diye adamın bacağına... bildiğin çotank sesi geldi yani, ya da bana öyle geldi... o dershanedeki son günüm oldu. yalvar yakar, türlü hikayeler uydur, dershane değiştirmeye zor ikna ettim evdekileri. kendimi balkondan atarım, kör olurum diye tehdit etmişliğim bile var o salaklıkla...
ikinci şarkımız; reamonn'dan supergirl
hikaye şöyle; yine bir aşk meselesi ama bu kez işin moka sarma sebebi ben değilim. süper bir bara takılıyoruz, süper bir grup var sahnede... üstelik solist peşimde dolanıp duruyor her gidişimde. muhabbeti de kurmuşuz artık sevgili olduk olacağız, az kalmış. bir gece yine sahnedeyken grup ve tam da benim sevdiğim bilindiği için bu şarkı çalınıyorken bizim kızlardan biri yanından geçen garsonu tuttuğu gibi öptü. çocuğun dudaklarına yapışmasıyla zavallının bizimkini itmesi bir oldu. uyuz pelin yere düştü, bunu gören seray çocuğa bir tokat attı. ben o sırada bir yandan bunları izliyor, bir yandan "but i'm a supergirl and supergirls don't cry" diye böğürerek şarkıyı söylüyorum. sonra müge'nin pelin'i yerden kazımaya çalıştığını gördüm (sarhoşu kaldırmak zordur), tek gözümle olan biteni izlerken, tek gözüm sahnede hala zıplıyorum. hayır hayır hiçbir şeyin bu geceyi bozmasına izin vermeyeceğim kararlıyım. bu gece artık sevgili olacağız solist ile aşığım çocuğa. derken, pelin tarafından öpülen zavallı garson çocukla yetinmeyen seray, bir tokat da gelen diğer garsona geçirdi ve yetmiyormuş gibi o sırada ayağa kalkmayı başaran pelin adamın üzerine kustu. bodyguardlar bizi oradan yaka paça çıkarmaya çalışırken hala bağırıyordum "but i'm a supergirl and supergirls just fly"
sözün sonu; mimlenen yerlerim acıyor...

4 yorum:

  1. Allahtan yaşın büyüdü.:P Beceriksiz mi desem, yeteneksiz mi karar veremedim.:P Ama o soliste uyuz oldum haberin olsun.:P

    YanıtlaSil
  2. gülersiniz tabii her defasında rezil olan benim :P

    güldürebildiysem ne mutlu :)

    YanıtlaSil