tatile girdim sayılır. aslında çok da emin değilim, her şey belirsiz fakat bu hafta üç gün boşum, o kesin. nasıl mutluyum, nasıl rahatım... bu üç günü kendime ayırmak istiyorum, haftasonu belki kaçarım şehirden. izmir gibi yerde oturup hala ayağını tuzlu suya sokamamış ben, fenalık geçirmek üzereyim. birkaç gün annemlerin yanına gideyim bari dedim. dört yaşındaki yeğenim de orada; hem denize girerim, hem de o deli ile eğlenirim. yayarım göbeği kumlara, kitabımı da alırım, denizime de girerim, oh... hayat bana güzel işte o vakit. çocuğu bahane edip kumdan kale bile dikerim sahile. hayalleri çoğaltmak mümkün... mesela o deliden fırsat bulursam bahçedeki hamakta keyif yaparım. ne zaman gazetemi, kitabımı alıp sallanmaya başlasam gelip üstüme çıkıyor. eskiden yatmakla kalmaz bir de güzel işerdi hamağıma. neyse ki büyüdü, kurtulduk çişliden. şimdi de işkence boyutunda bir evcilik sevdası var gerçi. evcilik de değil bununki, illa bir şey alıp satacağız. paragöz mü olacak nedir; birimiz bakkal oluyor, diğeri müşteri. sayıları uzun zamandır biliyor fakat büyüklükleri hakkında bir fikri yok. müşteri de olsam, bakkal da, rahatlıkla kandırabiliyorum annem görmezse. görürse basıyor yaygarayı; vay çocuğu niye kazıklıyormuşum. alla alla ailenin yaş ortalaması beş. anlatamazsın bunun oyun olduğunu. niye kazıkladın da niye kazıkladın... büyükleri kazıklayamıyorum ne yapayım annecim!
bu küçük maymun geçenlerde beni arayıp havadisleri verirken bir arabadan söz ediyordu heyecanla, çığlık çığlığa. böcek arabası geldi, şöyle yaptı, böyle yaptı diye bir şeyler anlatıp duruyor. "o ne, çizgi film mi?" diyorum, "hayııııır böcek arabası" diyor, "film mi?" diyorum, "hayııııır böcek arabası" diyor. anlamadığım dilde bir şeyler anlatıyor sonra. en son şu hale geldi diyalog:
-hani ayıları öldüyüyor ya
-ayıları mı?
-eveeeeet
-ne ayısı yeaa? anlamadım
-ayılağı ayılağı...
-defne çok manyaksın ha... ayı ne geziyor orada?
-hihihihi (ne zaman "defne çok manyaksın yaaa..." desem gülüyor çocuk. manyağı iyi bi şey sanıyor sayemde.)
-babaannene ver bakiim telefonu
-tamam
(telefonu verir anneme)
-anne ne diyo bu ya, çizgi film mi diyorum hayır diyor. ne arabası?
-sitenin ilaçlama arabasını anlatıyor. arıları öldürüyor diyor çocuğum, yine anlamıyorsun sen de...
-hö? ayı diyor o be
-sen de r yerine y derdin onun yaşında
-he zaten ne zaman bi şeyi düzgün yapamasa bana çektiğinden oluyor.
zıpır ile enteresan bir ilişkimiz var. ben ona saydırıyorum, o gülüyor:
-defne çok manyaksın biliyorsun di mi?
-ihihihi eveeet.
-şşşt... bu evin maymunu kim bakiiim?
-beeeeen ihihihihi
gibi çalışmalarım var üzerinde.
eskiden abim, "kızım anlamıyor da ondan gülüyor, biraz büyüsün, anlasın, bak neler yapacak sana" diyordu. bizimki büyüdü hala aynı; babasının yüz karası, halasının bir numaralı maymunu.
kötü bir halayım, kabul. ama beraber çok eğleniyoruz. bazen edepsiz şeyler öğretiyorum. bir gün ben hazırlandım işe gitmek için öğleden sonra... sonrası aşağıda:
-ben gidiyorum, gel öpeyim.
-neyeyeee?
-işe
-ama babam sabah gidiyo
-ben akşam gidiyorum
-niye?
-ben akşamları çalışıyorum
-niye?
-ben konsamatrisim. gece çalışırım.
(defne hayatında ilk kez duyduğu bu söz karşısında bön bön bakarken annem gülmeye başladı)
annem: öğretme çocuğuma öyle şeyler
ben: ehe ehe nolcak ya anında unutur 3,5 yaşındaki çocuk onu mu hatırlayacak.
defnenin annesi: söyleyecek her yerde halam konsamatris diye, rezil olucaz.
ben: yok bee unutur
annem: sen öyle san.
gülme sırası onlarda. ben nasıl kıvırıp unutturacağımı düşünüyorum kelimeyi o esnada. benim için sorun yok da olmadık yerde söyleyip abimi dumur edebilir. sonra inandırmaya uğraşsın "aslında kardeşim konsamatris değil, yemedik yedirdik, giymedik giydirdik, okuttuk, meslek sahibi yaptık. sadece biraz manyak. bi de böyle iiirenç bi espri anlayışı var."... gerçi sonra abimin bu halini hayal edince iyi bir fikir gibi geldi. aynı espriyi birkaç kez daha yaptım ama annem hiçbirine gülmedi.
annem: git, çocuumun aklını karıştırma
ben: ehe ehe nolcak yaaaa
annem: yürü... edepsiz...
defne: edepsiz! hihihihi
ben: aman iyi tamam... şştt defne
defne: hı?
ben: çok manyaksın biliyorsun di mi
defne: hi hi hi hi... eveeeeet
hala olmak da zor (!)